Ergenlik Dönemi
Ergenlik dönemi bir taraftan çocukluğun devamıdır. Diğer taraftan da yetişkinliğin başlangıcıdır. Bursa Psikolog org sayfası olarak ergenlik dönemi özelliklerini yazmaya karar verdik. Ergenlik dönemine girildiğini nasıl anlarım diyen bir ergen kendini ve çevresini de sorgulamaya başlamış demektir. Ergenlik dönemi, çocukluk dönemi ile yetişkinlik dönemi arasında bir geçiş dönemidir. Bu geçiş dönemi ergenden ergene farklılıklar gösterebilir.
Bu sayfada;
Ergenlik Dönemi ve Kişilik Gelişimi
Diğer açıdan bakıldığında ise bir yeniden başlama ( restart / reset ) dönemidir. Çocukluk yıllarında deneyimlenen kimlik ve kişilik ergenlik dönemi sürecinde belirginleşmeye başlar. Giderek ana hatlarıyla ortaya çıkmaya başlar. Kimi zaman sancılı bir süreçtir. Kimi zaman olgun ve ağırbaşlılıkla gelişen bir süreçtir. Ergenlik dönemi çatışma ve kavgalı bir dönem de olabilir.
Çocuk daha dünya ya gelmeden önce çocuğa atfedilen bir rol ve kimlik vardır. Anne karnındaki çocuğun nasıl algılandığının kriteri; Anne babanın eğitim durumundan, sosyal ve ekonomik durumuna değin birçok unsurdan etkilenerek şekillenir. Böylece çocuğun kimlik ve kişiliği daha doğmadan atfedilen bir bebek olarak doğar. Çocuğun ilk nesne ilişkileri anne babanın kişilik yapısından etkilenerek şekillenir. Anne çocuk arasındaki bu ilişki çocuğun dünyayı ve diğer nesneleri algılayışının temelini oluşturur. Anne yenidoğan bir bebek için çok önemlidir. Annenin ruhsal durumu ve çocuğu algılayışı, çocuğun; ruhsal, sosyal, zihinsel ve cinsel gelişimini önemli derecede etkiler.
Yenidoğan bir çocuk için annesi ne denli önemli ise ilkokul yıllarında da ilkokul öğretmeni önem kazanır. Artık çocuk için sosyalleşmenin birinci basamağı olan aile yerini okula bırakır. Okul çocuğun sosyalleşmesi için çok önemli bir işlev görür. İlkokul çocuğu için öğretmeninin söyledikleri anne babanın söyledikleri kadar önemli olmaya başlar. Kimi zaman öğretmeni önem derecesi bakımından anne babanın da önüne geçebilir. Zihinsel olarak artık soyut düşünebilme dönemidir. Cinsel olarak ergenlik döneminde birçok fizyolojik değişme meydana gelir. Fizyolojik değişmelere paralel olarak psikolojik değişmelerde ortaya çıkar. Vücut hatları gelişir, olgunlaşır. Sesi kalınlaşır. Cinsel organları gelişir ve büyür. Karşı cins ilişkileri beğenme- beğenilme önem kazanır. Bu dönemde kendini ve karşı cinsi tanıma önemlidir.
Ergenlik Döneminde Cinsel Gelişim
Ergenlik dönemi çocukluğun mirasıdır denilebilir. Çocukluk dönemi ise anne babanın mirasıdır denilebilir. İnsan bir bütündür ve sosyal gelişimden zihinsel gelişimine, ergenlikte cinsel gelişim ve ergenlik dönemindeki fizyolojik gelişimine, her yönüyle gelişir. Ergenlik döneminde sosyal ilişkiler çok daha geniş bir yelpaze de gelişir. Ergen için öğretmenlerin önemi azalırken akran ilişkileri önem kazanmaya başlar. Ergenlik dönemi yaşayan birey, yaşıtlarıyla olan ilişkisinde kendini göstermeye çalışır. Özgür ve bağımsız bir birey hatta yetişkin bir kabadayı gibi davranışlar gözlenebilir. Anne babanın istek ve beklentileri emir gibi algılanır ve tersi yönde davranışlar geliştirmeye meyil edilir. Bu ergenlik dönemi için, bireysel farklılıkların dışında genel anlamda sağlıklı ve özerk bir davranıştır denilebilir. Davranışlarının dinamik olarak nedenselliğinde akran ilişkileri mutlaka araştırılmalıdır. Ergenlik dönemi yaşayan birey yaşıtlarına hava atmak için, bazen kendini kanıtlamak için, bazen kendisini gruba dahil ettirmek için sıra dışı davranışlarda bulunabilir. Ergenlik dönemi ikilemdir denilebilir.
Ergenlik döneminde zihinsel olarak genel anlamda soyut işlemler yapabilir duruma gelir. nasıl gerçek dost olunur? sorusu gibi soyut konularda saatlerce zaman geçirebilirler. Bir problem durumu oluştuğunda tüm olasılıkları düşünebilir ve ona göre zihinsel olarak hazırlık yapabilir. Ergenler de tıpkı çocuklar gibi benmerkezcidirler. Ancak bu ben merkezcilik çocuklardakinden biraz daha farklıdır. Sürekli kendileriyle ilgilenirler. Kendilerini eleştirirler. Herkesin gözünü dikip onu incelendiğine dair düşünceleri vardır. Bu durum çoğu durumda kendini hissettirir. Kimi zaman başkalarının kendisiyle alay etme ihtimallerini hesaba katarak dış görünüşlerine, konuşmalarına hal ve hareketlerine normalden fazla önem verebilirler. Ergenler kendilerini ifade ettikçe ve diğerlerini dinledikçe zihinsel olarak olgunlaşırlar. Onlara zaman tanırsak anlayışlı ve sabırlı davranırsak zamanla bu olgunlaşmayı onlardan farkedebiliriz.
Ergenlik Dönemi ve Ruhsal – Bedensel Değişimler
Ergenlik dönemi yaşayan ergenin duygusal gelişimi incelendiğinde; duyularında nitelik ve nicelik olarak artış olduğu göze çarpacaktır. Duyguları yoğunlaşır ve derinlemesine bu duygularını abartılı olarak yaşarlar. Üzüntü, sevinç, korku, endişe, öfke, kızgınlık gibi duygularını ifade ederken bu duygusal yoğunluğu gözleyebiliriz. Olumsuz duyguları; El kol hareketlerinde, jest ve mimiklerinde, bağırmasında, yüz ifadesinde açıkça görülebilirken heyecansal duygularını ise şiir, hatıra, anı defteri ile yazıya dökebilirler. Bedenlerindeki değişmeleri ve gelişmeleri adeta saklama eğilimi içine girerler. Bunun için özellikle kızlarda çekingenlik ve mahcubiyet duygusuna rastlanabilir. Aşırı hayal kurabilirler. Ergenler hayal kurma yoluyla istek beklenti ve arzularını hayallerinde yaşayabilirler. Aşırı hassas ve duyarlı olabilirler. Kolay incinebilir kolayca kırılabilirler. Kimi zaman yalnız kalmak için özel bir çaba gösterdiklerini gözlemleyebilirsiniz. Bu dönemde mastürbasyon yaparak bedenlerini tanımak isteyebilecekleri gibi duygusal olarak kırılganlıklarını tamir etme süreci de olabilir. Bu yalnızlık dönemleri duygusal ve cinsel anlamda hayaller kurmak için de önemli dönemlerdir.
Toplumumuzda kız çocukları erkek çocuklara göre çok daha baskıcı bir yapıyla yetiştirilmektedir. Örneğin 3 yaşındaki bir erkek çocuk pipisini açtığı zaman anne babalar bununla övünürken, Kız çocuğunun eteğinin açılması durumda ayıp, günah, yasak kavramlarıyla utandırma ve suçlama daha yaygındır. Bu bakış ne yazık ki kız çocuklarının kendi bedenlerine karşı olumsuz duygular geliştirmesine, suçluluk ve utanç duymalarına ve cinsel arzularının kendi hataları olduğuna yönelik olumsuz duygular beslemelerine neden olabilmektedir. Çocukluktan çıkan ve o güne kadar hep büyümeyi hayal eden genç kızlar, kalçalarının yuvarlaklaşmaya başlaması, memelerinin büyümesiyle birlikte değişen bedenleri ve değişen hormonsal yapıları hakkında yeterince bilgiye sahip değildirler. Bundan dolayı çocukluk dönemini geride bırakan genç kızların karışık duygular içerisine girmesi kaçınılmazdır. Ergenlik dönemi yaşayan çoğu genç kız kendi vücutları hakkında bilgi sahibi değildir, bu nedenle de ergenlik dönemi yaşayanlar, kendi vücutlarını incelemekten ve cinselliklerini keşfetmekten korkarlar. İşin daha üzücü tarafı ise; bu genç kızların henüz daha kendi vücutlarını tanımaya başlamadan ve ne istediklerini bilemeden cinsel tecrübe yaşamalarıdır ki, bu ileriki yaşamlarında cinsel işlev sorunları ile sıklıkla karşılaşmalarına sebep olabilmektedir. Ebeveynler kız çocuklarını vücutları, cinsel gelişimleri ve karşı cins konusunda bilgilendirmelidir.
Cinsel bilgilendirme ergenlik dönemi için sistemli olmalı ve uygun bir sıra ile takip edilmelidir. İlk olarak ergenlik dönemi öncesinde regl dönemi konusunda özellikle anneler bilgi vermelidir. Bu bilgilendirme zamanında yapılmazsa genç kız bu durumla karşılaştığında korkup paniğe kapılabilir