Bireysel Psikoterapi

Uzman Klinik Psikolog Şahin UÇAR ile Bireysel Danışmanlık, Psikoterapi

Bireysel Psikoterapi

Bireysel Psikoterapi Nedir?

Bireysel psikoterapi, terapist ile danışanın olduğu bireyin kişisel sorunlarının konu edildiği bireysel görüşmeyi-terapi ifade eder. Yüz yüze ve online olarak sürdürülebilir. Bireysel terapiler genellikle haftada bir seans olarak planlanır. Bazı terapi ekollerinde psikolog ile yapılan terapiler daha sık ya da daha geniş aralıklarla planlanabilir.

Bireysel psikoterapi; kişinin duygu, düşünce, davranış ve yaşantılarını anlamlandırmasına, içsel çatışmalarını çözmesine ve yaşam kalitesini artırmasına yönelik, uzman bir psikoterapist eşliğinde yürütülen profesyonel bir yardım sürecidir. Bu süreçte kişi, güvenli ve yargılayıcı olmayan bir ortamda kendini keşfetme imkânı bulur (Yalom, 2002).

Terapiler yalnızca “sorunları çözmek” için değil; kişinin kendini tanıması, içsel potansiyelini fark etmesi ve yaşamında daha doyumlu ilişkiler kurabilmesi için de kişisel terapiler güçlü bir yolculuktur.

Kişiye özel terapi, kaygıdan depresyona, travmadan ilişki problemlerine kadar pek çok alanda bireyin kendi iç kaynaklarıyla baş etme kapasitesini güçlendirmeyi hedefler. Modern psikolojide bilimsel temellere dayanan bu yöntem, kişinin hem kendine hem yaşamına daha derinlemesine bakabilmesini sağlar (Fonagy et al., 2002).

Bireysel Psikoterapinin Amaçları

Bireysel Psikoterapinin Amaçları

Bireysel psikoterapi, yalnızca semptomları azaltmak ya da kısa vadeli rahatlama sağlamak için değil; kişinin yaşamını bütüncül biçimde iyileştirmek amacıyla yapılandırılmış bir süreçtir. Her bireyin kendine özgü yaşam öyküsü, yaşadığı deneyimleri ve iç dünyası olduğu için, bireysel terapinin hedefleri de kişiye özel olarak belirlenir. Terapinin amaçları dinamik şekilde sürekli değişim gösterebilir.

Bireysel psikoterapinin temel amaçları arasında:

  • Kişinin iç dünyasını anlaması
  • Duygularını fark etmesi ve düzenleyebilmesi
  • Olumsuz düşünce kalıplarını dönüştürmesi
  • Travmalarla yüzleşebilmesi ve iyileşmesi
  • Sağlıklı sınırlar koyabilmesi / hayır diyebilmesi
  • Kendine şefkatle yaklaşabilmesi / kendini sevebilmesi
  • İlişkilerinde tekrar eden döngüleri fark etmesi
  • Kendi yaşamının sorumluluğunu alabilmesi
  • Benlik saygısını kazanması
  • Kendine saygı duyabilmesi
  • Kendine değer verebilmesi
  • Eleştiriye açık olabilmeyi
  • Eleştirmeden dinleyebilmeyi
  • Duygularını düzenleyebilmeyi
  • Otomatik davranışlar yerine kendinin farkında olarak davranmayı. Genel hedeflerindendir. Liste uzatılabilir.

Hangi Durumlarda Bireysel Terapi Alınmalıdır?

Bireysel psikoterapiye başvurmak için büyük bir kriz yaşamak gerekmez. İçsel huzursuzluk, yönünü kaybetmişlik hissi veya tekrar eden sorunlar da terapi için yeterlidir.

Bunlarda İlginizi Çekebilir:

Bilinçaltı Nedir?

Çocuklarda Cinsel Gelişim

YouTube Videolarım

Bireysel terapi şu örnek durumlarda yararlı olabilir:

  • Yoğun stres, kaygı, endişe, panik atak durumlarında
  • Depresyon, isteksizlik, amaçsızlık, yaşamda anlam bulunamadığında
  • Öfke patlamaları, öfke kontrolü sorunlarında
  • Cinsel sorunlar konusunda
  • İlişkisel çatışmalar, iletişim problemleri
  • Travmalar, kayıplar, yas süreçlerinde
  • Değersizlik, yetersizlik ve suçluluk duyguları olduğunda
  • Özgüven sorunları yaşandığında
  • Sürekli erteleme ve motivasyon eksikliğinde
  • Karar verme zorluğu ve yaşamın yönünü bulamama durumlarında
  • Mükemmeliyetçilik ve kendine aşırı yüklenme durumlarında
  • Yeme bozuklukları ve beden algısı sorunlarında
  • Uyku problemleri ve psikosomatik (vücudunuzda fiziksel olmayan sorunlar) belirtiler olduğunda
  • Geçmişte yaşanmış ancak çözümlenmemiş deneyimleriniz olduğunda
  • Korkular, fobiler olduğunda
  • Sınav stres ve kaygısı olduğunda
  • Aldatma, aldatılma sorunlarında. Bu listeyi sonsuz şekilde uzatabiliriz. Dünyadaki insan sayısı kadar da insanı tarif eden sorun başlığının olduğunu düşünebiliriz.
Bireysel Psikoterapi Süreci Nasıl İşler

Bireysel Psikoterapi Süreci Nasıl İşler?

Bireysel psikoterapi, her danışan için farklı ve kişiselleştirilmiş bir yolculuktur. Bu süreç; duygusal yaraların tanınması, yaşantıların anlamlandırılması ve zihinsel-fiziksel dengeye ulaşma süreci olarak tanımlanabilir. Terapiye başvuran kişi için öncelikle güvenli ve destekleyici bir ilişki kurmak esastır. Bu bağ, kişinin terapiste iç dünyasını açabilmesini ve kendi içinde daha derin bir keşfe çıkmasını mümkün kılar.

Terapist, danışanın geçmiş yaşantılarını, mevcut sorunlarını, değerlerini ve hedeflerini bütüncül bir çerçevede değerlendirir. Bazı süreçlerde geçmişin etkileri daha fazla çalışılırken, bazı süreçlerde şimdiki zaman ve geleceğe yönelik hedefler öncelik kazanabilir. Seanslar boyunca, kişi zamanla içgörü kazanır, farkındalık geliştirir ve yaşadığı duygusal zorluklarla başa çıkma becerilerini artırır. Tüm bu adımlar, kişinin yaşamını daha anlamlı ve doyumlu bir şekilde sürdürebilmesi için zemin hazırlar (Yalom, 2002).

Bireysel Terapiler Hakkında

Her bireyin yaşantısı benzersiz olduğu için, terapi süreci de tek bir yaklaşımla sınırlı değildir. Psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemler, danışanın yaşadığı soruna, kişilik yapısına, terapiye yönelik beklentilerine ve değişim isteğine göre değişir. Danışanla kurulan terapötik ilişkinin niteliği, terapötik yaklaşımın etkinliğini doğrudan etkileyebilir.

Bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik yaklaşımlar, ego-state terapi, hipnoterapi ya da cinsel terapi gibi birçok bilimsel temelli terapi yöntemi, danışanın ihtiyacına göre seçilir ve süreç içinde gerektiğinde esneklikle değiştirilebilir.

Bazı danışanlar için daha yapılandırılmış bir yaklaşım uygunken, bazıları için iç görüyü derinleştiren, farkındalık temelli yaklaşımlar daha işlevsel olabilir.

Önemli olan, uygulanan yöntemin bilimsel geçerliliği kadar, danışanın kendini güvende ve anlaşılmış hissetmesidir. Bursanın en iyi psikoloğu ya da bursanın en iyi terapisti ve yöntemleri değil, önemli olan ilişkinin ve sürecin güvene dayalı dönüştürücü gücüdür.

Terapide Sizi Neler Bekler?

  • Yargılanmadan dinlendiğiniz güvenli bir ortam.
  • İçgörü kazandığınız ve kendinize dair farkındalığınız gelişir.
  • Zor duygularla sağlıklı baş etme becerileriniz gelişir.
  • Kendinizi tanırsınız. Buna dair bilinç gelişir.
  • Duygularınızla temas eder. Duygularınızı ifade etme becerisi geliştirirsiniz.
  • Kendini olduğu gibi kabul eder ve içsel şefkatinizi artırırsınız.
  • Kendi sınırlarınızı keşfedersiniz.
  • Tekrarlayan yaşam döngülerinizi fark edersiniz.
  • Daha sağlıklı ilişkiler kurma kapasitenizi geliştirirsiniz.

Terapide konuşulmayan konu yoktur; sadece anlamlandırılması gereken duygular vardır.

Bireysel Psikoterapi Kimler İçin Uygundur?

  • Duygusal karmaşa yaşayanlar
  • İlişki sorunları olanlar
  • Karar vermekte zorlananlar
  • Geçmişiyle yüzleşmek isteyenler
  • Cinsellikle ilgili mutsuzlukları olanlar
  • Kendini anlamakta, anlamlandırmakta zorlananlar
  • Sürekli aynı hataları tekrarladığını düşünenler
  • Başkalarının beklentilerine göre yaşayanlar
  • İçsel huzursuzluk ve tatminsizlik hissedenler
  • Hayatına yön vermek isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyenler
  • Ailevi ilişkilerde veya çocukluk yaşantılarında duygusal yük taşıyanlar
  • Mesleki tükenmişlik veya motivasyon eksikliği yaşayanlar
  • Korkuları fobileri olanlar
  • Sınav kaygısı olanlar
  • Hayır diyemediği için hayatında zorluk yaşayanlar
  • Öfkeli olanlar
  • Değersiz, suçlu, yalnızlık hissedenler kişisel terapiye uygun adaylardır. Şeklinde listeyi uzatabiliriz

Terapiden fayda görmek için “sorunun büyük” olması gerekmez. Sadece hissettiğin bir tıkanıklık bile başlangıç için yeterlidir.

Bursa bireysel terapi, kişinin kendine alan açtığı, duygularını tanımaya başladığı özel bir süreçtir. Her bireyin yaşadığı deneyim farklıdır ve bu farklılık, terapiye de benzersiz bir yön kazandırır. İçsel dengeyi kurmak, geçmişin yüklerinden özgürleşmek ve yaşam kalitesini artırmak isteyenler için Bursada psikoterapi desteği önemli bir imkân sunar. Zaman zaman durmak, düşünmek ve bir uzmana başvurmak; kişinin kendi yaşamına gösterdiği özenin en açık ifadesidir.

Değişimin İlk Adımı

Değişimin İlk Adımı

Eğer bu sayfada hâlâ bulunuyorsanız, zihninizin bir köşesi zaten “Acaba ben de terapiye başlasam mı?” diye fısıldamaya başlamış olabilir. Bu içsel sesi susturmak yerine dinlemek, kendinize vereceğiniz en kıymetli hediyelerden biridir. Belki de sadece kendinizi düşünerek yaptığınız en değerli eylem olabilir.

Terapide sizi nelerin beklediğini artık biliyorsunuz.
Peki ya ilk adım?

Bu adımı birlikte atabiliriz. İlk bireysel psikoterapi seansını planlamak için şimdi bana ulaşabilirsiniz. Hemen değilse bile, hazır hissettiğinizde buradayım.

 

Bireysel Psikoterapi Sık Sorulan Sorular

Bireysel Psikoterapi Sık Sorulan Sorular

Terapiye başlamak için özel bir hazırlık gerekmez. Ancak kişi iç dünyasına dair farkındalık geliştirmek isterse, bunu seanslarda yapması mümkündür. Hazır olma hali zamanla terapi sürecinde oluşur.

Değişim bazen erken farkındalıklarla başlar, bazen de içsel dirençlerin çözülmesi zaman alabilir. Davranışsal, bilişsel ya da duygusal boyutlarda ilerleme kişiden kişiye değişebilir. Önemli olan sürece açıklıkla devam etmektir.

Zorlanma, yüzeye çıkan duyguların işlenmeye başladığını gösterir. Bu, yüzeyin altındaki yapılarla çalışıldığına dair olumlu bir işarettir. Direnç, kaçınma veya yoğun duygular aslında terapötik ilerlemenin parçasıdır.

Hiçbir zaman geç değil. Zihin, yıllar önce yaşanmış olayları bugüne taşıyabilir. Bu durum, şimdi o olayla güvenli bir ortamda çalışabilmek için bir fırsattır. Terapi, geçmişin bugüne etkisini dönüştürme gücüne sahiptir.

Aksine, yardım istemek güçlü bir iç kaynak göstergesidir. Kendine dönme cesareti göstermek, bireyin içsel dayanıklılığını ve değişime açıklığını ifade eder.

Evet, ancak bu danışanın doğrudan bilmesi gereken bir şey değildir. Bazı insanlar yapılandırılmış çalışmalara daha yatkınken, bazıları duygusal derinlik içeren süreçlerden fayda görür. Terapist, kişilik özelliklerine göre terapi sürecini şekillendirir.

İnsani ilişki, duygusal yansıma ve empati gibi unsurlar terapinin temel yapı taşlarıdır. Teknolojik araçlar destekleyici olabilir; ancak kalıcı dönüşüm, ilişki temelli süreçlerde daha derin yaşanır. Yapay zekanın insan ilişkisinin oluşturacağı terapinin yerini tutamaz.

Bu sık görülen bir durumdur. Herkesin değişim sürecine hazır olduğu zaman dilimi farklıdır. Ancak bırakma nedenlerini fark etmek ve bu konuda konuşmak bile terapötik bir değere sahiptir. Unutmayın ki psikoterapiler anında iyileşme yaratmaz.

Uygulama süresi, sıklığı ve bireyselleştirme düzeyi bakımından farklılıklar olabilir. Terapi ilişkisinin derinliği ve sürdürülebilirliği açısından, süreklilik ve kişiselleştirme önemli bir etkendir. Bu açıdan özel sektörde terapi almanızı yukarıdaki nedenlerden dolayı tavsiye edebilirim.

Terapi; kişinin duygusal, zihinsel ve sosyal iyiliği için başvurduğu bir destek biçimidir. Kişinin kendini tanıması, ilişkilerini iyileştirmesi ve iç huzurunu artırması; etik, insani ve ruhsal bir yolculuk olarak da değerlendirilebilir. Psikoloğa gitmenin- terapi görmenin dinen bir sakıncası yoktur.

Evet. Bazı seanslarda danışan yoğun duygular yaşarken, bazı seanslar daha sessiz geçebilir. Bunların her biri, o anki iç dünyaya ayna tutar. Her tepki, terapötik sürecin doğal bir parçasıdır.

Evet. Kişiyle temas eden bir ilişki ve tutarlı bir süreç içerisinde, düşünceler, duygular ve davranışlar dönüşebilir. Bu değişim, kişinin yaşamına daha fazla denge, anlam ve doyum getirebilir.

Bu çok hassas ve sık karşılaşılan bir durumdur. Terapi almak, kişisel bir karar olduğu için zorla yönlendirme genellikle direnç yaratır. Terapiler istek ve değişme motivasyonuyla olduğunda anlamlı ve değerli sonuçlar verir. “Taşıma suyla değirmen dönmez” atasözünde olduğu gibi. Zorlayarak, bir şekilde ikna ederek bir defa iki defa gelse de bu yeterli olmayacaktır.

O nedenle eşinize “iyi olma”, “mutlu yaşama” ,“sağlıklı ilişki” için psikolojik desteğin öneminden bahsedebilirsiniz. Eşinize daha sağlıklı ve mutlu bir yaşamı kültür olarak anlatmalısınız. Bu durumda kendisinin bu konuda adım atması, talepte bulunmasıdır doğrusu. Hemen birkaç gün sonraki randevuya yetiştirmeye çalışmak doğru ve yeterli değildir. Bu konuda sizin yapabilecekleriniz: Öncelikle eşinizin yaşadığı duyguları anlamaya çalışmak ve onun bakış açısından sürece yaklaşmak önemlidir. İçten ve yargılamayan ifadeler etkili olabilir. Terapiyi sadece sorun çözmek için değil, kendini anlamak ve yaşam kalitesini artırmak için bir fırsat olarak sunmak, farkındalık yaratabilir. Bazen sizin terapiye başlamanız ve yaşadığınız olumlu değişim, onun da kendi sürecini başlatması için ilham verici olabilir. “Sana yardımcı olmak istiyorum çünkü senin daha iyi hissetmen benim için çok değerli” gibi. Veya bizim ilişkimiz için psikolojik desteği almamız.. şeklinde konuşmalısınız. Bunları zaten yaptım daha fazla ne yapabilirim diye sorarsanız. Daha fazla yapmaya devam edin derim. Buradaki amaç terapinin anlık değil bir süreç olduğudur. Ve istekle, azimle ve motive olarak kendisi değişimi ve iyileşmeyi istemelidir.

Kaynakça

  • American Psychological Association. (2020). Publication manual of the American Psychological Association (7th ed.). American Psychological Association.
  • Beck, J. S. (2011). Cognitive behavior therapy: Basics and beyond (2nd ed.). Guilford Press.
  • Frederick, C., & McNeal, S. (1999). Inner strengths: Contemporary psychotherapy and hypnosis for ego strengthening. Routledge.
  • Brown, D. P., & Fromm, E. (1986). Hypnotherapy and hypnoanalysis. Lawrence Erlbaum Associates.
  • Watkins, J. G., & Watkins, H. H. (1997). Ego states: Theory and therapy. W. W. Norton & Company.
  • Yalom, I. D. (2002). The gift of therapy: An open letter to a new generation of therapists and their patients. Harper Perennial.
  • Spiegel, H., & Spiegel, D. (2004). Trance and treatment: Clinical uses of hypnosis (2nd ed.). American Psychiatric Publishing.
  • Fonagy, P., Gergely, G., Jurist, E. L., & Target, M. (2002). Affect regulation, mentalization, and the development of the self. Other Press.
Call Now Button